Bildiğiniz gibi geçen sene 1 Haziran gecesi PAYPAL’ın Türkiye’deki faaliyetlerini geçici olarak sonlandırdığı haberini almıştık.
28 Mart 2016 tarihinde yani henüz PAYPAL Türkiye’de izleyeceği politikayı açıklamadan önce Almanya Hannover Cebit fuarında PAYPAL yetkilileri ile güzel bir söyleşi gerçekleştirmiştim. Türkiye’den geldiğimizi duyduklarında sağ olsunlar özel bir ihtimam gösterdiler. Yetkililer ile konuşurken sürekli olarak Türkiye’de atacakları adımları anlatıyorlardı. Yani Türkiye ile faaliyetlerini durdurabilecekleri aklımın ucundan dahi geçmedi. Hatta söyleşiyi gerçekleştirdiğim zaman da onların da böyle bir düşünce içinde olduklarını sanmıyorum. Hatta karşılıklı yeni gelecek olan özellikler hakkında bilgilendirici bir sohbet gerçekleştirdik. Bunların arasında PAYPAL ile bitcoin alınabileceği ve bu işlemleri Türkiye’nin desteklendiği ülkeler arasında olduğu, Türkiye’nin çok hızlı gelişen ve önemli yatırımlar yapabilecek ülkeler arasında olduğundan söz etti.
Paypal yetkilisi arkadaşla yukarıdaki hatıra resmini çekildim ve kendilerine başarılar dileyerek oradan ayrıldım. Her şey bu denli güzel giderken PAYPAL Türkiye’deki faaliyetlerini neden durdurma kararı aldı. Makalemde PAYPAL Türkiye faaliyetleri hakkındaki düşüncelerime ve edindiğim bilgilere değineceğim.
PAYPAL, Türkiye için yatırım yapan bir firma mıydı? Bir ofis ve telefon numarası açtığı ve Türkçe hizmet veren personeller alıp çalıştırdığı doğruydu. 31 Mayıs 2016 tarihi gelince BDDK’dan izin alamayacağını anlayan PAYPAL web site TR ana sayfasında açıklama yapmaya karar verdi. “PAYPAL gibi bir dünya devinin BDDK’dan izin alamadığı için Türkiye operasyonlarını durdurduğuna ilişkin açıklaması sosyal medyada büyük yankı buldu.
Bilindiği üzere PAYPAL’ın da tabi olduğu 6493 Sayılı kanun 27.06.2013 Tarihinde yayınlandı ve ilgili maddesi kapsamında bu tarih itibariyle ödeme hizmeti veren kuruluşların 27.06.2015 Tarihine kadar BDDK’ya lisans başvurusunda bulunması hükmü getirildi. Bu Kanun’un 23. Maddesinin yayımlandığı tarihteki haline göre Tüm Ödeme Kuruluşu, Elektronik Para Kuruluşu ve Sistem İleticilerinin faaliyetlerini yürütmede kullandıkları bilgi sistemleri (Fiziksel sunucuları) ve bunların yedekleri de Türkiye’de tutulur hükmü vardı. Yani bu hükme göre bir ödeme kuruluşu olarak bilgi sistemleriniz yurt dışında ise tüm şartları da yerine getirmiş olsanız dahi lisans almanız mümkün değildi. İşte PAYPAL’ın sorunları bu hükmün Kanun’da yer alması ile başladı haliyle tüm dünyada operasyonu olan bir kuruluş olarak PAYPAL sunucularını yurt dışında ve bunları Türkiye’ye getirmek işlerine gelmediği için kabul etmediler. Bu noktadan nasıl ve neden olduysa Kanun’un ilgili maddesi lisans başvuru süresinin bitmesine 2 ay kala değişti ve Ödeme Kuruluşları ile E-Para kuruluşlarının bilgi sistemlerinin Türkiye’de bulunması şartı bir anlamda kalktı. Fakat bu konuda BDDK’ya yetki verildi. BDDK yaptığı incelemede halen “bilgi sistemlerini Türkiye’ye getir” deme yetkisine sahip. Bu nedenle yeniden bu kanun değişirde yeniden sorun olur mu tedirginliği ile PAYPAL bu duruma olumlu yaklaşmadı.
Kanunda tam da PAYPAL’ın işini kolaylaştırıcı değişiklik yapılmış olmasına rağmen, daha sonrasında bu süreç pek iyi gitmedi ve kendi fikrimce bilgi sistemlerinin (fiziksel sunucularının) yurt dışında olması ve buna bağlı BDDK’nın istediği şartların yerine getirilmemesi nedeniyle lisans başvurusu reddedildi. Kanun’un değişmesi sürecinden sonra dünyanın her yerinde devlet kurumları ile ilişkiler konusunda son derece tecrübeli bir kuruluşun lisans reddi yaşaması gerçekten düşündürücü. Bir süredir PAYPAL’ın bu işi iyi yönetemediği, sektörde lisans alamayabileceği şeklinde konuşmalar yapılmaktaydı. Bunları ve lisans reddi sonucunu birlikte değerlendirdiğimizde PAYPAL üst yönetimi tarafından sürecin iyi yönetilemediği sanki bir inatlaşmaya kurban gittiği yönünde kafalarda soru işaretleri de uyandırıyor.
Bu arada bilgi sistemlerinin Türkiye’de olması şartı ve bu şartın sonradan kaldırılmasının başka sonuçları da ortaya çıktı. “Bilgi sistemlerinin Türkiye’de olması gerekli” diyen Kanun hükmü nedeniyle yabancı bazı kuruluşlar çok ciddi maliyetli yatırımlar yaparak tüm birincil ve ikincil serverlarını Türkiye’ye getirdiler ve buna göre lisans başvurusu hazırlıklarını yaptılar. Lisans başvurusu hazırlık süreci de kısa bir süreç değil. Oldukça ciddi hazırlıklar ve denetimler gerektiren, en basit ortaklık yapısı olan bir yabancı ortaklı şirket için bile eksiksiz bir başvuru dosyası hazırlamanın ortalama 5-6 ay vakit aldığı bir süreç. Bunları da dikkate aldığımızda Kanun değişikliğinin oldukça geç bir vakitte yani başvurunun son tarihinden 2,5 ay önce yapılması, Kanun’a güvenerek sunucularını Türkiye’ye getiren şirketler açısından adaletsiz bir durum oluşturabilirdi. Muhtemelen BDDK bu hususu da dikkate alarak ilke olarak aldığı “bilgi sistemlerinin Türkiye’de olması gerekir” kararından Kanun’un kendisine verdiği yetki çerçevesinde geri dönüş yapmadı.
PAYPAL’ın yaptığı yazılı açıklamaya dayanarak, Türkiye’deki faaliyetlerini durdurmasının ülkeden çekilme niteliğinde olmadığını düşünüyorum. Fakat PAYPAL daha sonra 1 Haziran 2016 yılında 444 lü Türkiye müşteri merkezi hattı halen çalışıyorken neden bu aşamaya gelindi diye sorduğumda bana çok belirgin cevap verilmedi. Bana söyledikleri tek şey BDDK’nin talimatı gereği geçici olarak işlemleri durdu açıklamasıydı. Konuştuğum personel bu şekliyle yeniden lisans alınmazsa açılmayacağını söylemesine rağmen sanki açılacakmış gibi olumlu ve heyecanlı bir ses tonu ile sorularımı cevaplıyor ve açıklama getirmeye çalışıyordu. Bu yazıyı yazana kadar 14 ay geçmiş olmasına rağmen PAYPAL bu konuda ne açıklama yaptı ne de açılmak için bir girişim. Şu anki tahminlerime göre PAYPAL’ın bu konuda Türkiye ile irtibatını tamamen kestiği kanısındayım. Aksi olsaydı şimdiye kadar çoktan haber ve bilgi elimize ulaşırdı.
Demem o ki PAYPAL, uluslararası bir firma olmanın yaklaşımı ile yeniliklere ve rekabete açık bir firma olsaydı, bu problem için gereken tüm adımları atar ve şimdiye kadar bu problemin çözümünü bulmuş olurdu.
PAYPAL’la aynı sıkıntıyı Global’de farklı ülkeler de yaşayabilir. Birkaç ülkede aynı durumla karşılaşılırsa firmanın imajı zedelenmez mi ve uluslararası kimliğini koruyabilir mi? PAYPAL’in bu konuda adını koruyabilecek adımlar atması gerekirken, sırayla tüm ülkelerden çekilme noktasına gelmesi bir çözüm üretmez aksine firmayı zarara uğratacak sorunlar silsilesini ortaya çıkarır.
Dünyanın en iyi ve köklü ödeme sistemi olabilir, fakat özellikle de eskisi gibi rakipsiz değilken bu şekilde başarısızlığı kabullenmesi kabul edilir bir durum değil. Uluslararası bir firma için bu rekabetçilerin de arttığı ve giderek daralan pazarda azalarak eksilmek, şüphesiz büyük bir vizyonsuzluk örneği teşkil ediyor. Umarım PAYPAL yapmış olduğu yanlıştan bir an önce döner ve ülkelerin mevzuatlarına göre adımlar atmaya başlar.
Bu makale Bilgizone editörü Ali Değişmiş tarafından eklenmiştir